Kitabhâne
Description
Geniş ürün yelpazesi ile, en hızlı teslimat güvencesi ile, Kitabhânemiz hizmetinizde...
Tell your friends
RECENT FACEBOOK POSTS
facebook.comTürk Sofrası
Kafa, Bavul, AyarZıs, Masal ve Kafkaokur dergilerinin Mart sayısı, Hânemizde...
27 Mayıs darbesine Adnan Menderes’in Moskova’ya gitmek istemesi mi yol açtı? İmam Hatip okulları, Köy Enstitülerine bir tepki midir? Orgeneral Eşref Bitlis’in uçağı Amerikan jetleri tarafından mı düşürüldü? AIDS Pentagon’un ürünü mü? 11 Eylül, ABD hükümeti tarafından daha önceden bilinen bir saldırı mıydı? ABD Büyükelçisi Edelman Türkiye’yi parçalamaya mı geldi? Ortadoğu’daki enerji kaynaklarını barındıran topraklar üzerine oynayan Amerika bir sonraki adımda Türkiye için ne planlıyor?
“13 yıl, Komando Tugayı ve Özel Kuvvetler Kurmay Başkanı, Özel Kuvvetler Okulu Komutanı, Tugay Komutanı, Özel Kuvvetler Komutanı ve Kolordu Komutanı olarak bölücü terörle mücadele ettim. Çok şey gördüm, çok şey yaşadım. Bu ülkenin güzel evlatlarını al bayrağı sarıp vatanın koynuna verdim. Gözünü, kolunu, bacağını kaybeden gazilerle benden de bir şeyler koptu gitti. Her ne yaşadıysak “Vatan sağ olsun” dedik, mücadeleye devam ettik. Yazdıklarım ülkemin teröre karşı sürdürdüğü amansız mücadeleye az da olsa bir katkı yaparsa, kendimi görevimi tamamlamış sayacağım.” Engin Alan
“Irak Savaşı’nı Körfez Savaşı’ndan ayıran özelliği, hiçbir kışkırtma ile karşılaşmadan, doğrudan ABD tarafından başlatılmış olmasıdır. Dolayısıyla, bu savaşın ekonomik nedenlerinin tümü, ABD’deki kişi ve kuruluşların çıkarları ile ilgilidir; dünyada istikrarın sağlanması gibi bir amaç güdülmemiştir..”
"Aşk dediğin nedir ki? "Diye sordu deniz. Ruhun en büyük yanılgısı!
“Yıllar önce o resmi gördüğümde kitabın adına karar vermiştim... Elinizdeki kitabın kapağında gördüğünüz kişi, Şeyhülislam Cemalettin Efendi’nin eşi Fatma Zehra hanımdır. Resim, 1902 yılına aittir. Elbisesinin önünde, 1878 yılında II. Abdülhamit tarafından hayır ve yardım işlerinde başarılı olan kadınlara verilen “Şefkat Nişanı” taşımaktadır. Herhalde bu nedenle poz vermişti. Ve...”
“Her gazinin olduğu gibi elbette benim de şikâyetlerim var. Eğer ben bu vatan için bir uzvumu verdiysem devlet de bana sahip çıkmak zorunda. Gaziye sahip çıkmak, “Hadi ben sana maaş bağladım ne halin varsa gör!” demek değil. Benden daha kötü durumdaki arkadaşlarımı düşündüğüm zaman Allah’a bin kez şükrediyorum. İki bacağını, iki kolunu kaybeden adama sen bütün dünyayı versen ne olur? Geri getirebilir misin? Bari adamın geri kalan ömrünü güzel yaşat. Ama olmuyor... Önceleri halk bizi sahipleniyordu, çok iyi davranıyorlardı. Şimdi çok fark etmiyor. Uyurgezer modunda halk. Şehit gelmiş, gelmemiş; kimsenin umurunda değil. Sıradanlaştı...”