Ditib Melsungen Camii
Description
DITIB - Türkisch-Islamische Union der Anstalt für Religion Melsungen e.V.
Tell your friends
RECENT FACEBOOK POSTS
facebook.comHANIMLARA SOHBET
Timeline Photos
İşçi olarak girdiği Alman firmasını satın aldı!
Bir Başarı Hikayesi http://m.milliyet.com.tr/isci-olarak-girdigi-alman-ekonomi-2338557/
CUMA HUTBESİ Dost ve Arkadaş Olabilmek Değerli Kardeşlerim, Hepimizin dostları ve arkadaşları vardır. Çocukluk, iş ve okul arkadaşlarımız gibi hayatımızın farklı dönemlerine ait dostluk ve arkadaşlıklarımızın hayatımız üzerinde ne denli etkili olduğu herkes tarafından kabul edilebilecek bir gerçektir. “Bana arkadaşını söyle sana nasıl biri olduğunu söyleyeyim” sözü de aynı gerçeğe işaret eder. Atalarımızın derin bir irfan ve tecrübeyle bizlere miras bıraktığı bu söz arkadaşlar arasındaki etkileşimin boyutunu ifade eder. Sosyal bir varlık olarak insanın hayatını yapayalnız sürdürmesi mümkün olmayacağına göre, çevremizi nitelikli dost ve arkadaşlardan oluşturmamız, herhalde, en doğru yoldur. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in; “Kişi, arkadaşının dini üzeredir. O halde herkes, kimlerle dostluk ve arkadaşlık yaptığına dikkat etsin.”1 uyarısı arkadaş seçiminin rastgele ve özensiz yapılmasının hem dünyada hem de ahirette üzücü sonuçları olacağına işaret etmektedir. Değerli Mü’minler, “Dostlar, iki bedende bir can gibidir.” Sevinçlerimiz de kederlerimiz de dostlarımızla anlam kazanır. Bu nedenle sevinç ve üzüntülerimizi dostlarımızla paylaşmak isteriz. En acı yaralarımızın merheminin dostlarımızın sıcacık ve içten ilgisinde saklı olduğunu biliriz. Sıkıştığımızda bize çıkış yolunu gösteren, doğru ve iyi olanı öğütleyen ve her problemli anımızda yanımızda olarak bizim için “dost ve arkadaş” olduklarını ortaya koyan onlardır. Fakat hayatın ağır yükü bazen arkadaşların yollarını da ayırır. Dün varlığıyla gurur duyduğumuz dostlarımıza karşı çeşitli sebeplerle kırgınlık duyabilir hatta bu kırgınlıklar zamanla küslüğe ve düşmanlığa dönüşebilir. Ama mü’mine yakışan herkese iyilikle yaklaşmaktır. “İyilik ve kötülük elbette bir olamaz. O halde kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir”2 ayeti de “Bir mü’minin üç günden fazla küs kalması helal değildir”3 hadisi de dost ve arkadaşlarımızla olan ilişkilerimizi kesmemeyi öğütler. Kıymetli Mü’minler, Arkadaşlıkların bir taassup içerisinde yürütülmemesine de dikkat edilmelidir. Yalan ve haksızlık gibi konularda ille de ‘arkadaş’ diye arka çıkmak, kör bir taassuptan başka bir şey değildir. Zira arkadaşlık yalanın yanında durmayı değil, ona iyi ve doğru olanı öğütlemeyi gerektirir. Yalan, günah ve isyanda dayanışma göstererek arkadaşlıklarını sürdürenler, gerçek dost olamazlar. Kur’an-ı Kerimde iyilik ve doğrulukta dayanışanlara müjdeli bir haber vardır. Allah, kıyamet günü “birbirlerini Allah için sevenler nerede” diye sorduktan sonra onların karşılaşacakları büyük lütuf ve övgüyü; “Bugün ben onları arşımın gölgesinde barındıracağım.”4 şeklinde haber vermektedir. Arşın gölgesinde buluşan gerçek dostlardan olmak niyazı ile Cumanız mübarek, arkadaşlığınız iyilik ve doğruluk üzere dâim ve kâim olsun. DİTİB Hutbe Komisyonu 1 Ebu Davud, Edeb, 19, Tirmizi, Zühd, 45 2 Fussılet, 34 3 Buhâri, Edeb, 62 4 Müslim, Birr, 37
Timeline Photos
GENÇLER BU FIRSAT KAÇMAZ ! Hem İBADET hem eğitim...
Timeline Photos
Photos from Ditib Melsungen Camii's post
Cuma Namazından Önce; Tüm Şehidlerimiz İçin Kur'an-ı Kerim Okunacak, Dua Edilecek... Tüm Vatandaşlarımızı Bekliyoruz...
Timeline Photos
CANIMIZI DEĞİL MALIMIZI İSTEYEN ALLAH TEALA, RIZASI İÇİN KURBAN OLACAK KURBANLIKLARI YARATMIŞ VE BİZİM ELİMİZLE MUHTAÇLARA ULAŞTIRMAYI MURADEDİYOR. Haydi irademizi kullanıp Vekaletimizi verip kurban kaydımızı yaptıralım...
Timeline Photos
Hatırlatma: Bugün saat 17.00'de MELSUNGEN MÜSLÜMAN MEZARLIK ZİYARETİ YAPILACAKTIR. 10 YAŞ ÜZERİ ÇOCUKLARINIZLA VE AİLECEK BUYRUN... [Neuer Friedhof Bachfeld]
Timeline Photos
Bayrama ulaşmadan Zekât ve Sadak-i Fıtırlarımızı Camimizde Makbuz ile İhtiyaç Sahiblerine Göndermek üzere Güvenle Gönderebilirsiniz.
Zekât Verilmeyecek Kimseler Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Onlara, ancak, dini Allah’ın emrettiği şekilde yaşayarak ve hanîfler olarak Allah’a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştur. Doğru din de budur.” (Beyyine, 5) Rasûlullah (sav) buyurdular: “Onlara söyle, Allah mallarında zekâtı farz kıldı. Bu zekât zenginlerinden alınır ve fakirlerine verilir.” (Buhârî, Zekât, 1) Zekâtın verilebileceği sekiz sınıfı açıklamıştır. Zekâtın verilemeyeceği kimseler de vardır. Aşağıda bunları açıklayacağız. 1) Ana, Baba, Eş ve Çocuklar Bir kimse kendi zekâtını yoksul bulunan eşine, usul ve fürûuna veremez. Usul; bir kimsenin anası, babası, dede ve nineleridir. Fürû ise; oğulları, kızları, bunların çocukları ve torunlarıdır. Boşanma iddeti beklemekte olan karısı da bu hüküm kapsamına girer. Çünkü bir kimse, yoksul düştükleri zaman zaten bunlara bakmakla ve normal olarak nafakalarını sağlamakla yükümlüdür. Bunlara zekât verirse, yararlanma, dolaylı yoldan kendisine dönmüş olur. Hâlbuki zekât verildikten sonra artık, zekât verenle zekât arasında menfaat bağının kesilmiş olması gerekir. 2) Müslüman Olmayanlar: Zekât ibadet içerikli bir yükümlülük olduğu için gayrî müslimlere, inançsız kişilere ve dinden dönenlere verilmez. Aralarında dört mezhep imamının da bulunduğu fakihlerin çoğunluğuna göre zekât, İslâm toplumundaki gayri Müslim tebeaya (zımmîler) verilmez. Çünkü zekât Müslüman yoksulların hakkıdır. Onların zenginlerinden alınıp, yoksullarına verilir. Gayri müslimler zekâtla yükümlü değildir. Böyle bir yükümlülüğe katılmayanların, bundan yararlanma hakları da bulunmamalıdır. 3) Zenginler Zengin kimseye zekât vermek caiz değildir. Yalnız zekât memuru emeğinin karşılığı olarak zekâttan pay alacağı için o zengin de olsa kendisine ayrılan payı alabilir. Yine yolculuk sırasında muhtaç duruma düşen zengin kimse de zekât alabilir. Çünkü yolcu gerçekten zengin olsa bile o anda yoksul sayılır. Temel ihtiyaçların dışında nisap miktarı mala sahip olan kimse “zengin” sayılır. İslâm’ın malın çeşidine göre belirlediği nisaptan az miktarda mala sahip olan kimse sağlıklı, güçlü ve çalışabilecek durumda olsa bile zekât alabilir. Çünkü bir kimse güçlü kuvvetli olduğu halde işleri bozulabilir, yeni iş bulamaz veya çalıştığı işten elde ettiği gelir geçimini sağlamayabilir. Buna göre evi, ev eşyası, hizmetçisi, binitli, silahlı, giysisi, meslek sahibinin elinde meslek âletleri, ilim adamının yararlanmakta olduğu kütüphanesi bulunsa bile, geçimini sağlayacak kadar geliri bulunmazsa, zekât alabilir. Çünkü bu sayılanlar temel ihtiyaçlardır. 4) Hz. Peygamber’in Yakınları: Hz. Peygamber’in ailesine zekât ve sadaka almak yasaklanmıştır. Çünkü zekâtlar insanların mallarının kirleridir. Hz. Peygamber’in ailesine, beytülmaldeki ganimetlerin beşte birinden yetecek kadar harcama yapılır. Bir Hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur: “Bu sadakalar ancak insanların kirleridir. Muhammed’e ve Muhammed ailesine helal değildir.” (İbn Mâce, Sünen, I, 590) 5) Küçükler ve Akıl Hastaları Yedi yaşından küçüklere ve akıl hastalarına doğrudan zekât vermek caiz değildir. Zekât bunların velilerine teslim edilir. Bayram ve benzeri sevinçli günlerde muhtaç olan hizmetçilere, işçilere veya temyiz çağındaki çocuklara yahut sevinç haberi getiren yoksul kimselere verilecek hediyelerin zekât niyetiyle verilmesi caizdir. Zenginin küçük olan çocuğuna zekât vermek caiz değildir. Çünkü çocuk babasının zengiliği ile zengin sayılır. Diğer yandan zengin bir kadının yetim ve babası Müslüman olan çocuğuna zekât verebilir. Çünkü bu çocuğun nesebi babası yönünden sabit olup, anasının serveti ile zengin sayılmaz. Yine bir kimse zekâtını, zengin bir şahsın yoksul ve Müslüman olan babasına veya yoksul ve Müslüman olan büyük oğluna veya kızına yahut o şahsın yoksul ve Müslüman olan karısına verebilir. Çünkü bunlar müstakil velayet sahibi olup birbirinin serveti ile zengin sayılmazlar. Zekâtın, malın bulunduğu yerdeki yoksullara verilmesi asıldır. Çünkü Rasûlullah (sav), Muaz (ra)’a; “Zekâtı Yemen halkının zenginlerinden al, yine Yemen halkının yoksullarına ver” buyurmuştur. Zekâtın yılsonunda başka beldedeki fakirlere gönderilmesi tenzihen mekruhtur. Ancak zekâtın gönderileceği yerdeki ihtiyaç sahipleri akraba olur veya malın bulunduğu beldedeki fakirlerden daha muhtaç durumda olurlarsa, bu takdirde başka beldeye göndermek caiz olur. Zekâtın toplandığı yörede dağıtılması birçok kolaylıklar sağlar. İhtiyaç sahiplerinin daha iyi tespiti ve gerçek ihtiyaçların bilinmesi, toplama ve dağıtma masraflarının azalması ve çeşitli beldelere bu yolla mâli ve ekonomik özerklik ve yerinden yönetim imkânlarının tanınması bunlar arasında sayılabilir. (Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yay.)
Kıymetli Müslümanlar Malumları olduğu üzere geçen hafta Cuma günü Hac kayıtları kapanmıştı. Ancak görülen lüzum üzerine Hac kayıtları 27/06/2016 Pazartesi mesai bitimine kadar uzatılmıştır. HAC için niyetlenen kardeşlerimize duyurulur. DİTİB MELSUNGEN CAMİİ